''Beni 14 yaşında içeri atan zihniyet şu an benden bu ülke için ne
bekleyebilir, hiçbir şeyim normal değil. işim, evim, yürüyüşüm,
bakışım, hayatım... bir insanın hayatını alt üst etmek bu kadar mı
kolay...? Yakup Köse
On dört yaşında bir çocuk.. doğruyu eğriden ayırt edemeyen, bir kaç pohpohlayıcı sözle galeyana gelen, akıldan dan çok belki de hislerle düşünen on dört yaşında bir çocuk..
Kırkında, ellisinde olanlar.. Bir dönüp bakar mısınız on dört yaşlı günlerinize. Ne çok hatalar, ne komik hatıralar ve ne tuhaf düşünceler.. Psikolog olmaya gerek yok. Biraz aklını kullanan şöyle bir empati yapsın, o günkü düşüncelerini gözden geçirsin.
Ben on dört yaşındayken ne düşünürdüm?..
Hatırlıyorum; uçsuz bucaksız hayallerim vardı.. Hemen herkesin masum olduğunu düşünecek kadar saftım. Kendime model çizdiğim güçlü kahramanlarım vardı ve onlar ulaşılmaz kişilerdi.. Dokunulmaz, hata, leke barındırmaz insanlardı model çizdiklerim..
Ben bir anneyim. Allah herkesinkiyle birlikte hayırlı uzun ömürler versin; dört kuzucuğum var. Şimdi ben.. çocuğumun, biricik kuzumun on dört yaş halini gözümün önüne getirmeye çalışıyorum.. Ve ben!.. Benim oğlum Yakup Köse'nin yaşadıklarını yaşasaydı.. On dört yaşında jandarmaların kolunda hapse tıkılsaydı.. Yazarken bile ciğerim yanıyor. Yapmayın bunu. Etmeyin, eylemeyin.. Siz hiç anne baba olmadınız mı? Yok mu sizin evladınız? Evlat sahibi olmak demek vicdan sahibi olmak demektir. Sizde vicdandan hiç eser kalmadı mı?..
Yukarıdaki sözleri her okuyuşumda içim parçalanıyor; '' ..hiç bir şeyim normal değil. İşim, evim, yürüyüşüm, bakışım, hayatım... bir insanın hayatını alt üst etmek bu kadar mı kolay?..''
Normal olabilir mi sizce?.. Geçmişinizde yaşadığınız en dramatik olayı hatırlayın ya da en korktuğunuz bir anı.. Hemen her insanın hayatında unutamadığı, unutamayacağı hatıralar vardır. Ve bu hatıralar onu ölünceye kadar bırakmaz, depresyona sokar, bazan normal düşünemeyecek hale getirir. Bazan anarşist yapar. Bazan gaddar ve acımasız biri olmasına sebep olur. Bazıları despotsa, agrasifse nedeni geçmişinde yaşadığı olumsuz şeyler sebebiyledir.
Yakup Köse'yi sadece sanal alemden tanıyorum. Birebir tanıma da değil. Yazdıklarından..
Ha!..
Yazan biri düşünen biridir. Aklı selime doğru yol alan biridir- ki yazarken samimiyse, dürüstse. Yakup Köse'nin yazdıklarında şiddet diline rastlamadım ben. Oysa o şiddetin içinde büyümüş biri. Fakat aksi tesir yapmış olmalı ki şiddet onun bedenini esir almış lakin ruhunu değil. Sırf bunun için bile bravo sana Yakup Köse! Sırf bunun için dahi tebrik edilmelisin sen. Ödüllendirilmelisin. Çünki çok zorlu bir sınavdan alnının teriyle çıkmışsın..
Zorlu bir sınavdan alnının teriyle çıkmışsın, diyorum inşallah yeni girdiğin bu sınavlardan daha da başarılı bir şekilde çıkacaksın..
Dedim ya.. çocuğumun on dört yaşını düşünüyorum ve içim acıyor.. Yani benim çocuğumda bir şey yok, sadece kendimi Yakup Köse'nin annesinin yerine koyuyorum.. Ve Yakup Köse, senin annen yaşıyorsa şayet Allah biliyor ya onun nasıl içi yanıyor.. Hem de nasıl!..
Bitsin artık bu zulüm! Dünyanın her yerinde binlerce, milyonlarca Yakup Köse var. Bitsin artık Ya Rabbb!.. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum; yeter artık zalimlere verdiğin mühlet, biraz da mazluma acı kurban olduğum Rab! Af buyur, erhamürrahimin olduğunu unutmuş değiliz.. Biliriz ki tutuşun şediddir. Zalime verdiğin müddet bir gün biter ve o gün senin azabını hiç kimse savamaz.
Ya Rabb!.. Göster artık şu haddini bilmezlere kudretini, çok azdılar zira. Meydanı boş buldular, istedikleri gibi at oynatıyorlar. Sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi keyifliler. Zulümler sevinçlerine sevinç katıyor. Kan emen bir hayvan olmuş bu insan müsveddelerini ya getir adem aslına, ya döndür hayvanlıklandan zevk alan kendi nesline. ''Biz onlara maymunlar olun keratalar dedik'' buyuran sensin yüce kitabında.
İnsanlık en şiddetli sancılarını çekmekte. Gece en zifiri karanlığından çıkmakta.. İnanıyoruz ki sabah yakındır. Az sonra gün ağaracak ve nurlu bir sabahın engin tefekküründe sana kavuşacağız..
Ve diyorum ki ey adalet bakanlığı!
Bitirin artık bu hadsiz, mesnedsiz tutuklamalar. Hapishanelerde kimbilir suçsuz olduğu halde yatan kaç kişi vardır. Vardır, çünki bir çocuğu bile yıllarca hapishanede yatırmış bir yargıdan adalet beklemiyoruz artık. Ey bizi yöneten iktidar! Eğer zulümlerin durdurulması için elinden gelen bütün gücü harcamıyorsan hem dünyada, hem ahirette ellerimiz yakanızda olacaktır.
Teslime Gülsen Nurdoğan
On dört yaşında bir çocuk.. doğruyu eğriden ayırt edemeyen, bir kaç pohpohlayıcı sözle galeyana gelen, akıldan dan çok belki de hislerle düşünen on dört yaşında bir çocuk..
Kırkında, ellisinde olanlar.. Bir dönüp bakar mısınız on dört yaşlı günlerinize. Ne çok hatalar, ne komik hatıralar ve ne tuhaf düşünceler.. Psikolog olmaya gerek yok. Biraz aklını kullanan şöyle bir empati yapsın, o günkü düşüncelerini gözden geçirsin.
Ben on dört yaşındayken ne düşünürdüm?..
Hatırlıyorum; uçsuz bucaksız hayallerim vardı.. Hemen herkesin masum olduğunu düşünecek kadar saftım. Kendime model çizdiğim güçlü kahramanlarım vardı ve onlar ulaşılmaz kişilerdi.. Dokunulmaz, hata, leke barındırmaz insanlardı model çizdiklerim..
Ben bir anneyim. Allah herkesinkiyle birlikte hayırlı uzun ömürler versin; dört kuzucuğum var. Şimdi ben.. çocuğumun, biricik kuzumun on dört yaş halini gözümün önüne getirmeye çalışıyorum.. Ve ben!.. Benim oğlum Yakup Köse'nin yaşadıklarını yaşasaydı.. On dört yaşında jandarmaların kolunda hapse tıkılsaydı.. Yazarken bile ciğerim yanıyor. Yapmayın bunu. Etmeyin, eylemeyin.. Siz hiç anne baba olmadınız mı? Yok mu sizin evladınız? Evlat sahibi olmak demek vicdan sahibi olmak demektir. Sizde vicdandan hiç eser kalmadı mı?..
Yukarıdaki sözleri her okuyuşumda içim parçalanıyor; '' ..hiç bir şeyim normal değil. İşim, evim, yürüyüşüm, bakışım, hayatım... bir insanın hayatını alt üst etmek bu kadar mı kolay?..''
Normal olabilir mi sizce?.. Geçmişinizde yaşadığınız en dramatik olayı hatırlayın ya da en korktuğunuz bir anı.. Hemen her insanın hayatında unutamadığı, unutamayacağı hatıralar vardır. Ve bu hatıralar onu ölünceye kadar bırakmaz, depresyona sokar, bazan normal düşünemeyecek hale getirir. Bazan anarşist yapar. Bazan gaddar ve acımasız biri olmasına sebep olur. Bazıları despotsa, agrasifse nedeni geçmişinde yaşadığı olumsuz şeyler sebebiyledir.
Yakup Köse'yi sadece sanal alemden tanıyorum. Birebir tanıma da değil. Yazdıklarından..
Ha!..
Yazan biri düşünen biridir. Aklı selime doğru yol alan biridir- ki yazarken samimiyse, dürüstse. Yakup Köse'nin yazdıklarında şiddet diline rastlamadım ben. Oysa o şiddetin içinde büyümüş biri. Fakat aksi tesir yapmış olmalı ki şiddet onun bedenini esir almış lakin ruhunu değil. Sırf bunun için bile bravo sana Yakup Köse! Sırf bunun için dahi tebrik edilmelisin sen. Ödüllendirilmelisin. Çünki çok zorlu bir sınavdan alnının teriyle çıkmışsın..
Zorlu bir sınavdan alnının teriyle çıkmışsın, diyorum inşallah yeni girdiğin bu sınavlardan daha da başarılı bir şekilde çıkacaksın..
Dedim ya.. çocuğumun on dört yaşını düşünüyorum ve içim acıyor.. Yani benim çocuğumda bir şey yok, sadece kendimi Yakup Köse'nin annesinin yerine koyuyorum.. Ve Yakup Köse, senin annen yaşıyorsa şayet Allah biliyor ya onun nasıl içi yanıyor.. Hem de nasıl!..
Bitsin artık bu zulüm! Dünyanın her yerinde binlerce, milyonlarca Yakup Köse var. Bitsin artık Ya Rabbb!.. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum; yeter artık zalimlere verdiğin mühlet, biraz da mazluma acı kurban olduğum Rab! Af buyur, erhamürrahimin olduğunu unutmuş değiliz.. Biliriz ki tutuşun şediddir. Zalime verdiğin müddet bir gün biter ve o gün senin azabını hiç kimse savamaz.
Ya Rabb!.. Göster artık şu haddini bilmezlere kudretini, çok azdılar zira. Meydanı boş buldular, istedikleri gibi at oynatıyorlar. Sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi keyifliler. Zulümler sevinçlerine sevinç katıyor. Kan emen bir hayvan olmuş bu insan müsveddelerini ya getir adem aslına, ya döndür hayvanlıklandan zevk alan kendi nesline. ''Biz onlara maymunlar olun keratalar dedik'' buyuran sensin yüce kitabında.
İnsanlık en şiddetli sancılarını çekmekte. Gece en zifiri karanlığından çıkmakta.. İnanıyoruz ki sabah yakındır. Az sonra gün ağaracak ve nurlu bir sabahın engin tefekküründe sana kavuşacağız..
Ve diyorum ki ey adalet bakanlığı!
Bitirin artık bu hadsiz, mesnedsiz tutuklamalar. Hapishanelerde kimbilir suçsuz olduğu halde yatan kaç kişi vardır. Vardır, çünki bir çocuğu bile yıllarca hapishanede yatırmış bir yargıdan adalet beklemiyoruz artık. Ey bizi yöneten iktidar! Eğer zulümlerin durdurulması için elinden gelen bütün gücü harcamıyorsan hem dünyada, hem ahirette ellerimiz yakanızda olacaktır.
Teslime Gülsen Nurdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder