20 Mayıs 2013 Pazartesi

MUHAFAZAKÂR KADIN

Medyada muhafazakâr kadının işi zor!

Habername yazarlarından Sibel Üresin.. Medyada adı sıkça geçiyor. Sitemiz yazarlarından biri olması ilgimi çekti ve onun hakkında yazılanlara bir göz attım. Tabi ki katıldığı televizyon programlarından internete düşen videolara da..

 Seda Sayan ve Berna Laçin'in programlarına konuk olan Üresin'in cümleleri, çarptırılarak bambaşka bir mecraya çekiliyor. Zaten medyada muhafazakar veya başka bir deyimle İslamcı bir kadın olmanın kadını ne müşkül durumlara düşürdüğünün de bir örneğiydi bu.

Üresin 'Yaşam Koçu' olarak tanımlanıyor. Davranış Bilimleri konusunda yüksek lisans yapmış. Yaşam koçluğu ve aile danışmanlığı eğitimini tamamlayarak uluslararası sertifika almış.

Sibel hanımı takdir ediyorum ve kendisine kolaylıklar diliyorum.

Çok eşliliğin konuşulduğu  televizyon programında Kur'an da bu konudaki ayeti hatırlatan Sibel Üresine  Berna Laçin ''Ben dini yasalarla yaşamıyorum'' diyor.

Kur'an'ı inkar eden birine  ayet-i kerimelerle izahatlarda bulunan kişiye, inkarcı demiş ki:

''Ben özünü inkar ediyorum, sen bana sözünü söylüyorsun?.. Bu nasıl iştir!''

Bir müslüman için iman ibadetten önce gelir. Çünki imanı tam olmayan birinin ibadetinin bir hükmü yoktur. Asr suresi veya bir çok ayeti kerimede ''İman edip salih amel işleyen...'' lafzı çok geçer. Allah cc. sıralamasında önce imanı zikreder.

Ülkemizin yüzde doksandokuzu müslüman. Fakat iman konusunda sınava tabi tutulsa çoğunluğu sınıfta kalır. Halbuki imanı tam olmayan bir insanın akıbetinden korkulur. İtikat  önemli bir meseledir ve her müslümanın itikadının sağlam olması gerekir. Örneğin  Sibel Üresin'in Kur'an da geçen bir ayeti söylediği halde Berna Laçin'in bu ayete tamamen zıt olan görüşünü hala savunuyor olması gibi.. ''Ben dini yasalarla yaşamıyorum'' demesi gibi.

Oysa ki Kur'an'ın bir harfini dahi inkar eden birinin küfre düştüğünü biliyoruz.

Bu ayet Nisa suresinin 3. ayetidir, Allah sözüdür yani. Şöyle:

''Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranmamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz cariye ile ) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.''

Şimdi hiç kimsenin bir ayeti kendi nefsi için yorumlamaya hakkı yoktur. Ayeti kerime gayet açıktır ve Allahü Teala'nın adaleti ayette açıkça görülmektedir.

Hatta hatta doğru bile olsa bir hakikati sırf nefsinin hoşuna gittiği için söyleyen kişi dürüst değildir. Allah cc. Hazretleri ince hesap sahibidir. Lokman suresinde buyrulduğu gibi yapılan  bir iş arpa tanesi kadar olsa da o gizlense Allah onu getirip mizana koyar.

İslam pür-edep bir dindir. Karşıdaki kişinin küfre düşeceğinden korkulursa doğru bile söylenmeyebilir. Allah cc. müslümanları böylesine bilinçlendirmişken insan ise gene Kur'an'da buyrulduğu gibi çok zalim, çok nankördür.

Bakın şu medyaya insanlar tereyağından kıl çekilir gibi dinden ayrılıyorlar. Küçücük akıllarıyla ayet-i kerimelerin üzerine bir çizgi çekiyorlar.

Allah akıl izan versin. Maksadım kimseye ahkam kesmek değil. Toplumumuzdaki genel bir hatayı dile getirmek istiyorum. Belki hayra vesile olur. Yoksa kimseye nasihat verici değilim. Kendimde öyle bir yetki de görmüyorum. Zaten, '' Gaybda Allah'tan korkanlardan başkası öğüt almaz.''



Hiç yorum yok: