10 Mart 2014 Pazartesi

Kadın Erkeğin Gelincik Çiçeği midir?

''Kadın erkeğin gelincik çiçeğidir''
İskender Pala

Halbuki bu cümleyi bir hadis olarak sunuyorlar ve yazının altına Hz. Muhammed yazıyorlar..

Gerçekte ise bu söz,  ''Kadınlar erkeklerin şıklarıdır, Mecmauz Zevaid, 1/165'' adlı hadis-i şerifin dejenere olmuş halidir.

Şıklar olarak tercüme edilen kelimenin Arapça aslı ''ŞEKAİK'' tir. Bu kelime şıkk'ın çoğuludur. Bir şeyin parçası, bir kısmı, yarısı gibi anlamlara gelir. Anne-baba bir kardeşler için de şakik kelimesi kullanılır. Aynı kaynaktan beslendikleri için de adeta birbirlerinin parçası gibidirler. Soruların cevap seçeneklerine de ''şık'' dendiğini hatırlayınız.

Hadisi Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud, Tirmizi, Bezzar rivayet etmiştir. Diğer rivayetlerin zayıf olduğu kabul edilmekle birlikte Bezzar'ın rivayeti sahih kabul ediliyor. (bk. Acluni, 1/243)

Bazı alimler ''Kadınlar erkeklerin şıklarıdır'' mealindeki hadisi, kadınların ahlak, mizac ve huylarında erkeklere olan benzerliğine işaret etmektedir. Adeta o kadar erkeklere benziyorlar ki, sanki onların bir parçası (elmanın yarısı) gibidirler. (bk. Ayni şerhi Ebi Davud, ilgili hadisin şerhi -1/526; Tuhvetül ahfezi, 1/312)

Bu hadis-i şerifteki Şekaik kelimesini edebiyatta bir yorum olarak gerçekleştiren İskender Pala bu konuda şunları söylemiş:

''Buyuruyor ki Efendiler Efendisi; ''Şüphesiz kadın erkeğin şakayığıdır'' Buradaki şakayık kelimesi Efendiler Efendisinin ağzından bir veciz ifade olarak söze dökülmüş olarak tevriye, ilham-ü tenasüp, cinas gibi edebiyat sanatlarına örnek olabilecek bir ziynet konumunda durur.''

Tamam da,  hadisi yorumlamanın da usülü vardır. Bu usüle uymadan sırf duygu, akıl ve heva ile  hadis yorumlanmaz.

Yoksa Kur'an'ın, (hevasına göre yazıp çizen sözde edebiyatçılar için buyurduğu ''Görmez misin onlar her vadide hayran olurlar'' ayetine muhatab olursunuz.

-Şakaik Arapça bir kelimedir fakat Arapça manası şakayık çiçeği anlamında değildir. Türkçe bir kelime olan şakayık ile Arapça bir kelime olan şakaik lafzen birbirine benzese de mana olarak tamamen farklıdır. Arapçada parçası, yarısı anlamında iken, aynı kelime Türkçede çiçek adıdır. Mana tamamen farklıdır.

Öyleyse bu hadis bu şekilde tercüme edilemez...

Gelin sahabilerin bu konudaki görüşlerine  bakalım..

Abdullah b. Ömer gibi bazı sahabiler bu hususa özel itina göstermiş ve hadislerde , mana bozulmasa da, bir kelimenin bile benzeriyle değiştirilmesine veya yerinin öne-arkaya alınmasına razı olmamışlardır.

Tabiun nesli alimlerinden el-Ameş bir kısım sahabenin bu tutumlarını şöyle ifade etmiştir:

''Bu ilim öyle bir topluluğun elinde idi ki onlardan biri, bu ilme (hadislere) bir vav veya bir elif yahut bir dal ilave etmektense gökten yere düşmeyi tercih ederlerdi! (Hatib, el-Kifaye, s.274).

Diğer taraftan aynen rivayet etme imkanı olmadığında hadislerin , mana bozulmamak şartıyla, Hz. Peygamberin kullandığı lafızların yerine benzerleri kullanılarak rivayet edildiklerini gösteren haberler vardır. Mesela Muhammed b. Sîrîn şöyle demiştir:

''Ben hadisi on kişiden işitirdim, manaları bir, lafızları farklı olurdu'' (Hatib, el-Kifaye, s.308) ( bk.A.Ü. İlahiyat Önlisans , Hadis Tarihi ve Usülü kitabı, sh. 45)

Fakat burda ''manaların aynı olması'' ibaresine dikkat edelim. MANANIN BOZULMADAN TERCÜME EDİLMESİNİN,bir kural olduğunu unutmayalım.

 Muhaddis değilim. Fakat bunları bilmek için ille de muhaddis olmanın şart olduğunu düşünmüyorum. Hadis usülü hakkında bir araştırma yaparak konunun mahiyetini kavrayabilirsiniz.

Hadis-i şerifleri, manasına tam sadık kalmadan tercüme edilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum.  Buna dinde tahrif  denir...

 Şimdi herkes muhaddis, herkes hoca, herkes alim..(!)  Önüne gelen, aklına estiği gibi din hakkında sözler söylüyor. Bakıyorsunuz hadisler çarpıtılmış, nefsi, akli şekilde tercüme edilmiş, Altına da Hz. Muhammed yazılmış... Hatta ayetleri bile çarpıtanlar var.

Yanlışı doğruların arasına koyarak sunuyorlar. Zehiri şerbet gibi ikram ediyorlar. Kasıtlı ya da kasıtsız.  Oysa bu insanlar düşünmüyorlar mı ki,

''Allah hakkında yalan uyduranı gördün mü... diye azapla tehdit eden ayetleri?..

''Artık, Allaha karşı yalan uydurandan ve onu yalanlayanlardan daha zalim kimdir?'' Yunus/17

Veya Efendimiz Muhammed aleyhisselamın:

''Kim bana yalan isnadda bulunursa cehennemdeki yerine hazırlansın!'' (Buhari, İlim, 38) buyurduğunu

Düşünmüyorlar mı?..

Teslime Gülsen Nurdoğan






Hiç yorum yok: