20 Kasım 2013 Çarşamba

İÇİNDE RESİM BULUNAN EVLER

Nihat Hatipoğlu televizyon kanallarında İslamı sevdirerek anlatmaya çalışan bir hocamız. Nadiren de olsa fırsat bulduysam anlattıklarını dinlemeye çalışırım. Hiç şüphesiz ki onu sevecen kılan mütebessim yüzü, hilim ve yumuşak tabiatlılığıdır. Kendisine Allah celle celalühten ilim ve derecelerinin ziyade olmasını niyaz ederim. Fakat bazan bariz hatalar yapmakta. Bu hataların düzeltilmesi asıl din adamlarımızın vazifeleridir. Eleştirilemez olan hiç bir beşer yoktur. Nihat Hatipoğlu da sevilen bir hocamız olmakla beraber İslam dini adına  hatalı deyimler de sergilemektedir...

Anlatacağım olayı lütfen iyi mülahaza ediniz... Rahmetullahi aleyh Prof. M. Es'ad Coşan, ilim erbabının takdir ettiği muhterem bir alim, mutasavvıf ve şeyhtir. Kendileri Türkiye'deki okullarda eğitim almış, profesörlüğe kadar yükselmiştir. Çıkarttığı dergilerde, kurmuş olduğu Akra fm radyosunda ve hatta dünyanın çeşitli ülkelerinde vermiş olduğu konferanslar, yazmış olduğu makaleler, yaptığı bilimsel araştırmalarla (Muhammed Hatipoğlu ve Eserleri gibi) müstesna bir İslam alimidir. Okuduğu fakültelerin, tasavvuf kültüründe yetişmesinin, M.Zahid Kotku gibi bir alimin çocukluktan itibaren talebesi ve ayrıca da damadı olmasının ve de nezih bir aile içinde bulunmasının onun ilim, ahlak ve karakterini etkilediği tartışmasız bir gerçektir. Ayrıca hocamızın İslam alimi olmasından öte edebiyatçı bir özelliği vardır. Bunu makalelerinden, sohbetlerinden sezinlemek mümkündür.

Ayrıca mükemmel bir hitap tarzı vardır. Konuşmalarında ve yazılarında ince nükteler, latifeler, gizli sırlar ve hazineler gizlidir. Ancak okyanusa da girsek nasibimiz kadar alabiliriz.

Bu açıklamadan sonra anlatmak istediğim konuya gireyim. Es'ad Coşan Hocaefendinin 'Yolumuzun Esasları' adlı bir konuşmasından aldığım bir bölümde dikkat çekici bir husus var. Bu dikkat çekici husus yazımın ana sebebidir.
Yolumuzun Esaslarını hocamız  dokuz maddede toplamış:

1.Kur'an'a ve sünnete bağlılık
2.Niyetin halis olması
3.İtikadın doğru olması
4.Zikir
5.Murakebe (Allahın her an yanında hazır ve nazır olduğunu bilip, her nefeste buna göre yaşamak)
6. Vukuf-ı Kalbi (Gönlüne sahip olmak)
7.Hıfz-ı Nisbet (Kamil mürşide bağlılık)
8.Rabıta-i muhabbet (Bağlı olduğun mürşide Allah'tan ötürü sevgi ve saygı duymak)
9.Sohbet-i şeyh (Bağlı olduğun şeyhinin sohbetini dinlemek)

Bu yazının tamamını okumak için http://kafu-nun.blogspot.com/

Konumuz 'Ameller niyetlere göredir' hadisinden de yola çıkarak, niyetlerin de Kur'an ve sünnete uygun olmasının gerekliliğidir...

M. Es'ad Coşan Hocaefendi Rh.a. 'YOLUMUZUN ESASLARI' adlı konuşmasında İslam'da niyetin nasıl olması gerektiğini şöyle anlatmış.

''Bizim de her işi yaparken niyetimizi yoklamamız esastır. Yaptığımız şey iyi niyetle de olsa sünnete ve Kur'an'a uygun olmasa kıymeti yoktur.
Herkes kafasına göre, iyi niyetine göre bid'at ortaya çıkartırsa, bu din daha önceki dinlerin mensuplarının yaptığı gibi olur, bozulur, çığırından çıkar.''

YAPTIĞIMIZ ŞEY İYİ NİYETLE DE OLSA KUR'AN'A ve SÜNNETE UYGUN OLMASA KIYMETİ YOKTUR!!!

Asıl anlatmak istediğim şu!

Bir hanım kardeşimize katıldığı sohbette duvarlara suret resmi asmayı Peygamber-i Zişan'ın yasakladığını hadislerle anlatmışlar. Bu konuda birden çok hadis var zaten. Kardeşimiz de madem ki günahmış deyip duvardaki anne, babasının resimlerini indirip bir çekmeceye koymuş. 

Ve arkadaşımız  Nihat Hatipoğlu hocanın tv'de sohbetini dinliyormuş. Dinleyicilerden biri televizyon kanalına bağlanarak 'Duvarlara canlı resmi asmanın günah olduğunu söylüyorlar, doğru mu hocam' demiş. Hocaefendi,

''Ben de annemle babamın resmini evimin duvarına astım,  resimlere her baktığımda annemle babamı hatırlıyor ve fatiha bağışlıyorum,'' demiş.

Yani Nihat hocaefendi duvarlara suret resmi asmanın niyet iyi olduktan sonra caiz olduğunu söylemiş. 

E şimdi bu kadar hadis-i şerif varken???!!!.... 


1) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Bir gün üstünde bir takım resimler bulunan küçük bir yastık, bir şilte satın almıştım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu görünce kapının önünde durdu ve içeriye girmedi. Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yüzündeki hoşnutsuzluğu anladım ve:
−Ya Rasulallah! Allah’a ve Rasulüne tevbe ederim. Ben ne günahı işledim ki? dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Şu yastığın hali nedir?’ dedi.
Ben:
−Onu sen üzerine oturasın ve yaslanasın diye, senin için satın aldım dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bu resimlerin sahipleri kıyamet gününde muhakkak azab edilirler. İçinde resim bulunan eve melekler girmez’ buyurdu.”
Buhari 1946, 1947, 3038, 3039, 5959, 5962, 5963, Müslim 96
2) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir seferden geldi. Ben de kapının üzerine, kendisinde kanatlı at şekilleri bulunan bir örtü asmıştım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çıkarmamı emretti ben de çıkardım.”
Müslim 90, 94, Nesei 5317

Rahmetli hocam Es'ad Coşan'ın ve Nakşibendi yolunun ne kadar kıymetli olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyoruz, değil mi? 

Niyet iyi bile olsa Kur'an'a ve sünnete uygun olmadıktan sonra kıymeti yok. Allah bizleri Kur'an ve sünnetin dışına çıkmaktan, İslam adına yeni yeni adetler üretmekten, ya da İslamdan bazı şeyleri çıkarıp ve ya İslam'a eklemeler yapmaktan korusun...



Hiç yorum yok: