8 Ocak 2014 Çarşamba

Gün Milletin Bekası Günüdür!


Dört Halife dönemi İslamın dünyaya yayılması güzelliğiyle beraber  müslümanlar arasında da çeşitli fitnelerin çıktığı ve Halifelerin çok zor durumlarda kaldığı, iç savaşların çıktığı bir dönemdir. Dört Halife muazzam başarılarıyla birlikte mühim iç meselelerle de karşı karşıya gelmiştir.

Hz. Peygamber aleyhisselamın vefatından sonra müslümanların karşılaştıkları ilk iç mesele Hz. Ebubekir'in halifeliğe getirilmesi oldu. Hz. Ebubekir'in siyasi dirayeti sayesinde de önemli bir sıkıntıyla karşılaşılmadı. 

Onun halifeliğinin en önemli problemi ridde olayları (toplu dinden çıkışlar) ile bunun ardından başlatılan fetih hareketleri başlayan hilafet tartışmalarını gündemden düşürdü. Ebubekir radyallahü anh veciz konuşmasında ''asla hilafet makamında gözüm olmamıştır'' dedi. ''Ey insanlar! En iyiniz olmadığım halde sizin idareciniz olarak seçilmiş bulunuyorum. Şayet görevimi layıkıyla yaparsam, bana yardım ediniz. Yanlış hareket ve davranışta bulunursam, bana doğru yolu gösteriniz.'' buyurdu.

Hz. Ebubekir çok hassas, merhametli, yardımsever dosdoğru bir insandı. Fakat onun bence en mühim özelliği en kritik durumlarda bile soğukkanlılığını koruyup itidalli davranmasıydı.Halifelik görevini üstlendikten sonra Arabistan'ın her tarafından isyan seslerinin yükseldiği bir sırada , değişik bölgelerdeki idareciler sorumlu bulundukları yerlerdeki isyan ve irtidat hakkında heyecan içinde bilgi verirken onları gayet soğukkanlılıkla dinlemiştir. Hz. Peygamber aleyhisselamın vefatında ''Muhammed öldü diyenin kellesini uçururum'' diyerek panikleyen Hz. Ömer'i dahi ve halkı, yaptığı bir konuşmayla sakinleştirebilen sadece o olmuştur. 

Hz. Ebubekir idari hayatta dahil her şeyde Hz. Peygamberi örnek almış, kıl kadar dahi Kur'an ve sünnetten ayrılmamıştır. Onun yönetim anlayışında istişare, kararlılık, hoşgörü, ehliyet ve adalet gelir. 

Dört halifeden ikincisi olan Hz. Ömer ise resulullah aleyhisselamın en çok fikirlerine başvurduğu kişilerden biriydi. Hz Ebubekir de halifeliği döneminde en önemli konularda Ömer radyallahü anha danıştı. Peygamber aleyhisselamın her zaman yanıbaşında olan Hz. Ömer, Ebubekir radyallahü anhın da yakınında bulunması, devlet yönetiminde söz sahibi edilmesi ve Hz. Ebubekir'in icraatleri sırasında da birlikte hareket etmesi sebebiyle çok iyi bir yönetici oldu. On yıl hilafette kalan Hz. Ömer İslam tarihinin en önemli siyaset adamıdır. Onun devri İslam tarihinin de en başarılı devridir.

 Divan teşkilatının kurulması, hicri takvimin kabul edilmesi, ele geçirilen topraklardaki gayri müslimlere haraç vergisi konması, yeni ordugah şehirler kurulması onun döneminde devlet organlarının yavaş yavaş kurumlaşmaya başladığını gösterir.

Hz. Ömer'in vefatıyla şûra tarafından Hz. Osman hilafete (İslam devleti başkanlığına) getirildi. Oniki yıl hilafette kalan Hz. Osman radyallahü anhın ilk altı yılı önemli fetihlerin gerçekleştirildiği altın yıllardır. Fakat ikinci altı yılda iç karışıklıklar baş gösterdi. Farklı milletler, dolayısıyla farklı kültürler, Kur'an ve sünnetin her yere tam ve kesintisiz ulaşamaması insanların İslamı sadece yüzeysel olarak tanımalarına sebep oldu. Bu yüzden Hz. Osman Kur'an'ı çoğalttırdı ve her bölgeye gönderdi. Kur'an ve sünnet ilminin yeterli derecede öğrenilememesi, bütün kitlelere fert fert ulaştırılamaması müslümanlar arasındaki iç karışıklıkların sebeplerindendir. 

Sahabe dışında yeni müslüman olanların çoğunluğu Allah rızasından ziyade menfaat kaygısı güdüyorlardı. Hz. Muaviye radyallahü anh bulunduğu bölgede kendisine çok fazla taraftar edinmişti. Bu yüzden Muaviye'nin vali olduğu bölgedeki halk Hz. Osman'a değil de Muaviye'ye biat edince müslümanlar arasında karşıt gruplar oluştu. Ve bu iç karışıklıklarda Hz. Osman haksız yere öldürüldü.

Hz. Osman radyallahü anhın öldürülmesi İslam devletini daha da fazla kaosa soktu. Hz. Ali kerremallahü vecheh bu siyasi kargaşa içinde hilafete geldi. Onun dönemi dört halife döneminin en karışık yılları oldu. Hz. Osman döneminde başlayan ve Hz. Ali zamanında artarak devam eden siyasi çatışmalar, Cemel, Sıffin, ve Nahrevan olayları dini tartışmalar için temel oluşturdu. Hz. Ali kerremallahü vecheh iç çatışmalarla uğraşmak yüzünden bu dönemde fetihler sekteye uğradı. 

Efendimiz sallallahü aleyhi vesellem, ''Ali ilmin kapısıdır'' buyurmuştur. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali radyallahü anhüm ecmain daha dünyadayken cennetle müjdelenen on sahabedendir. Ve Peygamber aleyhisselamın hep yanıbaşında olmuşlar, onunla bütün savaşlara katılmışlar, Resulullah'ın sağ kolu olmuşlardır.

Şimdi ülkemizde olan olaylara ve de İslam ülkelerine baktığımızda dört halife döneminin acılı günlerini üzülerek hatırlıyor İslam ümmetini sevgi, barış ve hoşgörüye çağırıyorum. Kavgaların sebebi dünya hırsıdır. Halbuki dünya malı hırsıyla kıyasıya mücadele edenler ecelleri geldiğinde aslında boşuboşuna ömürlerini harcadıklarını anlayacaklardır. Kul hakkına girdikleri için çok feci bir pişmanlık yaşayacaklar lakin geri dönüşleri olmayacaktır..

Ey milletim! Ey devletin başında olabilmek için koltuk mücadelesi yapanlar! Eğer maksadınız insanlığın hayır ve saadeti değilse yapmayın lütfen, çekilin siyaset arenasından.Çünki sizi ne makamınız ne de sahip olacağınız ki -şayet olabilirseniz- servet kurtaramayacak. Bu gün ancak ve ancak milletin hayır ve saadeti için mücadele etme günüdür. Niyetlerinizi millet bilmiyor fakat Allah biliyor. Amellerse niyetlere göre değerlendirilecektir, unutmayalım.

 Allah ülkemize, milletimize zeval vermesin. Şerlileri hayra sevk etsin. Doğrulara yardımını tez göndersin. Bozulan birlik ve beraberliğimizi yeniden inşa etsin.



Teslime Gülsen Nurdoğan



Hiç yorum yok: